Faruk Bildirici: Bahar Feyzan’ın yaptığı gazetecilik ilkelerine aykırı

Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, gazeteci Bahar Feyzan’ın sosyal medya hesabından bir ürünün tanıtımını yapmasını eleştirdi. Feyzan’ın kendisine verdiği cevabı da değerlendiren Bildirici, “Bahar Feyzan’ın yaptığı ve doğru olduğunu savunduğu ‘gazetecinin sesiyle, yüzüyle, yazısıyla ticari bir ürünün reklamını yapması’ mesleki ilkelere aykırıdır” dedi.

‘HEM KENDİSİNİN HEM MESLEĞİN GÜVENİLİRLİĞİNE ZARAR VERİR’

Bildirici’nin yazısının ilgili bölümü şöyle:

“Madem kendisini gazeteci kabul ediyor; o zaman gazetecilik ilkelerine, mesleki kurallara uyması beklenir. Ama “X” hesabında “İşbirlikleri için” diye e-posta adresi veriyor.

Nitekim geçen hafta da Instagram hesabında bir markanın cilt bakım ürünlerinin tanıtımını yaptı. Bir kutuda kendisine hediye olarak gönderilen ürünleri tek tek eline alıp kameraya göstererek tanıttı ve deneyeceğini söyledi. Paylaşımının altında da sosyal medya ünlüleri (influencerlar) gibi “İşbirliği” yazıyordu.

Bu tanıtımı görünce kendisine yazarak gazetecilik ilkelerini anımsatmak istedim. “Ticari ürünleri bu şekilde paylaşmak o ürünün tanıtımını yapma sonucunu doğurmaz mı? Bir gazeteci olarak sizce sakıncalı bir davranış değil mi?” diye sordum. Bahar Feyzan, aynen şu yanıtı verdi:

‘S… arkadaşım ve meslektaşım olan C. C. Ö’nün kendi markası ve uğraştığı bir iş. Dolayısıyla ticari değil dostça. Ayrıca sicil amirliği konusunda size danıştığımı sanmıyorum. Ayrıca youtube ve sosyal medya mecralarına hakim olmak ayrı bir iş. Ben hem patron, hem de kendimin çalışanıyım. Tv ler nasıl reklam alıyorsa, canım isterse alırım bunu da beyan ederim. Sizi ilgilendirdiğini sanmam.’

Bahar Feyzan’ın bu üslubunu yadırgamadığımı söyleyemem ama bu tavrı okurların ve meslektaşlarımın değerlendirmesine bırakıyorum.

Bir gazetecinin reklam yapması da gazetecilik ilkelerine aykırı. Bir gazeteci, para ya da başkaca çıkar karşılığı ticari bir ürününün tanıtımını, reklamını yapmaz, yapmamalı. Aksi halde hem kendisinin hem de mesleğinin güvenilirliğine zarar verir.

‘Sicil amirliği’ ve bana ‘danışmak’ meselesine gelelim. Elbette bana danışmak zorunda değil. Ben de kendisinin ‘sicil amiri’ değilim; öyle bir niyetim de yok.

Fakat bir gazeteci, eleştirilere açık olur; okurlarına, izleyicilerine ve en başta da meslektaşlarına karşı sorumluluk taşır. Hiçbir gazeteci mesleki sorumluluklarından azade olamaz. O nedenle de Bahar Feyzan’ın ­bütün mesleki faaliyetleri, bir gazeteci olarak beni ve tüm gazetecileri ilgilendirir.

Kaldı ki, ‘Medya Ombudsmanlığı’nı kurumsallaştırmaya çalışan, medyamızdaki etik ihlalleri izleyen, gözleyen, eleştiren bir gazeteciyim. Dolayısıyla benim alanıma giriyor.

Ne demek istediğimi, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nden bir alıntıyla somutlaştırayım:

‘Gazeteciler ilan, reklam, tanıtıcı reklam veya sponsorlu metinleri yazmamalı, reklamlarda yüzü ya da sesiyle yer almamalı, sosyal medyada da reklam, tanıtım, ürün yerleştirme yapmamalıdır.’

Maalesef Bahar Feyzan’ın yaptığı ve doğru olduğunu savunduğu da bu ilkenin ihlali. Gazetecinin sesiyle, yüzüyle, yazısıyla ticari bir ürünün reklamını yapması mesleki ilkelere aykırıdır.”

YAZININ TAMAMI

(HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir